Divriği Madenleri Müessesesi

Divriği Madenleri Müessesesi

Cumhuriyet’in kuruluş yıllarını takiben gerçekleştirilen sanayi hamleleri esnasında; Karabük fabrikalarının kuruluşu demir cevheri ithali üzerine planlanmış olup Divriği’de demir madeninin bulunuşu ülke çapında heyecanlı bir sevinç yaratmıştır.

Divriği çevresinde bulunan demir madeninin ülke ekonomisine katkısı o günkü ekonomi bakanı Celal Bayar tarafından çok önemle ifade edilmesine karşın ilerleyen seneler Divriği’yi Karabük, Batman gibi maden şehirlerinin çok gerisinde bırakmıştır. Bu şehirler birer il olmasına rağmen, Divriği demir, bakır, krom, kömür gibi çok çeşitli maden zenginliğinin yanı sıra UNESCO’nun Dünya Mirası ilan ettiği Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, cami, kümbet, han, köprü, kale, bedesten, sivil mimari eserleri ile de tarihi ve kültürel zenginliğe sahip olmasına rağmen gerileyen üçüncü sınıf bir ilçe konumundadır.

 

Maden işletmeleri ile ilgili belgeleri incelediğimizde bütçe büyüklüğünün olmasına karşın giderlerin büyük bir kısmının Divriği dışında harcandığını görmekteyiz. Yıllık teknik raporları da incelediğimizde; Divriği’de yapılması gerekli yatırımların ertelendiğini, Karabük’ün ihtiyacı olan cevherin ithalat veya başka sahalardan temini görüşleri ileri sürülmektedir. Divriği halkının ve çalışanların da bu konuda sessiz kalması sonucu Divriği Demir Madenleri Müessesesinden bölge olarak yeterli ekonomik fayda sağlanamamıştır.     

 

 1935–1936 yıllarında Divriği, Vazıldan Bucağı çevresinde Maden Tetkik Arama Enstitüsü jeologlarının yaptığı araştırmalar sırasında demir cevheri yataklarının görülmesi ile bu bölgede demirin varlığı anlaşılmıştır. Bir yıl sonra Sivas-Erzurum demiryolu güzergâhının tespit etütleri yapılırken yapılırken kuvvetli manyetik alana girilmiş, bugün çalışmakta olan A Kafa, B kafa ve C plaseri gibi ana üretim sahaları bulunmuştur.

 

            Demir cevheri yataklarının ortaya çıkmasından sonra 19.Mayıs.1938 tarihinde Etibank Genel Müdürlüğüne bağlanmış, 23.Mayıs.1940 tarihinde de sınırlı sorumlu “ Demir Madenleri İşletmesi” adı altında devir ve ferağ olunmuştur. Uzun bir süre Etibank Genel Müdürlüğü bünyesinde kalan Divriği Madenleri İşletmesi 21 Haziran 1955 tarihinde Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü bünyesine alınarak “Divriği Madenleri Müessesesi” adını almıştır.

Ticaret Unvanı: Mahdut Mesuliyetli Eti Bank Divriği Demir Madenleri İşletmesi

İdare merkezi: Divriği

Sermayesi: 300.000.- tl

Tesis tarihi: 25-12-1939

İştigal mevzuu: Demir cevheri üretim ve satışı

Önceleri Divriği ilçe merkezinde çalışmalara başlayan işletme, kısa bir süre sonra Kayacık köyü önünden akan Çaltı çayı ile Hornovil çayı kavşağının güneyinde bulunan küçük bir alana yerleşmiş, demiryolları müteahhitlerine ait bina ve tesislerden yararlanılarak 3 yıl bu kısımda çalıştıktan sonra, 1940–1941 yıllarında gelişmeye daha elverişli bulunan Cürek’e taşınmış, gelişmeye ve sosyal imkânlara sahip olan Cürek sitesinin kuruluşu başlamıştır.

            Divriği Madenleri rezervi yapılan tespitlere göre 100 milyon ton olarak tahmin edilmiştir. Divriği demir madenleri genel manada tek tip yataktan oluşmuş, büyüklüğü ve zenginliği bakımından dünyada önemli cevher yatakları arasında yer almaktadır. Divriği madenlerinde önemli ve büyük üç maden yatağı bulunmaktadır. Bunlar: A kafa, B kafa ve C plaserleridir. Divriği madenlerinde hematit ve manyetit cevher üretimi yapılmaktadır. Divriği’den çıkarılan cevherde  % 60–65, Cürek’ten çıkarılan cevherde ise % 62–67 oranında yüksek değerli demir yüzdesi vardır. Kuruluşunun ilk yıllarında 100 bin ton olan cevher üretimi yıllar itibarıyla artarak 1990 lı yıllarda 2,5 milyon tona ulaşmıştır.

Divriği-Hekimhan Madenleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Divhan işletmesinin 14 maden sahası ruhsatı ile birlikte %100 kamu hissesinin 28.500.000 dolar karşılığı Ereğli Demir Çelik Fabrikaları A.Ş.ye 7.4.2004 tarihinde özelleştirme idaresi başkanlığı tarafından satışı yapılmıştır.

Avrupa Birliği tarafından İngilizce olarak yayınlanan kültürel mirasların anlatıldığı Europa Nostra adlı derginin 2006 yılı sayısında Cürek yerleşkesi modern endüstri mirasının değerli bir demir maden merkezi olarak tanıtılmaktadır. Dergi Cürek yerleşkesi ve Cibali sigara fabrikasının yanı sıra; İngiltere, İspanya, İtalya, Macaristan ve Almanya’dan önemli birçok mimari, tarihi ve kültürel eserlerinin tanıtım ve korunmasını geniş olarak anlatmaktadır.

Cumhuriyet Üniversitesi’ne bağlı Divriği Meslek Yüksek Okulu’nun bölgenin sorunlarına yetkililerle birlikte çözüm arayışlarına girmeleri gerekir. Divriği ve çevresi yerli ve yabancı turizmin rahatlıkla ilgi odağı konumundadır.“Anadolu’da Maden” müzesinin kurulması ile bölgenin yaşam kalitesinin yükselmesi, dünyanın ilgisinin bu birikimli coğrafyaya yönlenmesi de sağlanmış olur.Cürek yerleşkesi Sivas Koruma Kurulu’nun 25-04-2007 tarih ve 431 nolu kararıyla kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. 

Atatürk’ün 1-11-1937 tarihli kamutayı açış konuşması; 

     Maden Tetkik ve Arama Dairesinin Divrik sahasında bulduğu ve cevher nispeti itibariyle ehemmiyetli olan demir madeninin süratle işletilmesine geçilmeli ve Karabük demir-çelik sanayimiz ihtiyaç planı dışındaki kısmının ihracatına başlanılmalıdır.

     Sivas’tan sonra; Şarka doğru uzayıp gitmekte olan hattın da ilk menzili, Divrik’e varmıştır. Bu kol önümüzdeki yıl, Erzincan’a ulaşmış bulunacaktır.

Başvekil Celal Bayar’ın program nutku

     Başvekil Celal Bayar 8-11-1937 tarihli T.B.M.M. deki program nutkunda:

     Şef’in emrettiği üç senelik plan derhal yapılacak ve gene bu kürsüden emrettikleri kömür istihsal atımızın üç senelik plan devresinde en az bir misli artırılması ve Divriği’de bulunmuş olan yüksek tenörlü demir madeninin Karabük planı haricinde kalacak miktarının ihracı işine başlanacaktır.

     Şef, Divriği demir yatağının bir an evvel işletilmesi lüzumunu ehemmiyetle işaret buyurdular.

     Divriği mıntıkasında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü tarafından keşfedilerek tetkikatı yapılan demir yatağının sathında 15,000,000 ton demir cevheri mevcut olduğu tespit edilmiştir. Cevher yatağının daha derinlere kadar imtidad etmesi umulmaktadır.

     İsveç ve Ural’ın meşhur mağnetitleri ayarında olan bu cevherin vasati demir tenörü yüzde 65 raddesindedir.

     Senede şimdilik 5000.000 ton demir cevheri ihracı esasına göre ayarlamayı düşündüğümüz bu maddenin ihraç kıymeti senede 2 ila 2,5 milyon lira raddesinde olacaktır.

Tan Gazetesi 8-11 1937 – Divrik’te demir madeni

Kasabamızın civarında ve Sivas-Erzurum hattı güzergâhının bir kilometre uzağındaki dağda yapılan araştırmalar zengin demir madeni bulunduğu neticesini vermiştir. Gelecek senelerde bu demirden istifadeye başlanılması muhtemeldir.

            Demirdağ adı verilen ve 1470-1690 rakımlı bir dağın üzerini kaplayan yatak, yüzde 65-68 demir cevherini ihtiva etmektedir. Esas cevher manyetittir. Cevher kütle ve tesbih şeklinde lantiyeler vaziyetindedir. Birinci madenleşme takriben 800 metre uzunluğunda ve 120-180 metre genişliğindedir.

            Divriği Demir Madenleri İşletmesinde 1938 yılı istihsali 72.800 ton olarak gerçekleşmiştir.

Ayın tarihi 16 Aralık 1939 – Milli Şef İsmet İnönü Divriği’de

Divrik’ten bildiriliyor:

            Reisicumhur İsmet İnönü saat 13 ü çeyrek geçe Divriği’ye muvasalat etmişler ve büyük sevinç ve samimi tezahüratla karşılanmışlardır.

            Milli Şefimiz, Divrik istasyonunda çıkan demir cevherinin istasyonda vagonlara yükletilmesine dair etraflı malumat aldıktan sonra trenlerine binerek yirmi dakika ötede bulunan Cürek istasyonuna varmışlar ve oradan otomobilleri ile istasyondan 750 metreyükseklikteki Demirtepe ocağına gitmişlerdir.

            Demirtepede demir madeninin ne suretle topraktan çıkarıldığı ve Cürek istasyonuna nasıl taşındığı, madenin ve işletilmesinin yakın zamandaki seyri inkişafı, yapılmakta olan 250 kişilik lokantalı amele evi hakkında kendilerine verilen izahatı dinlemişler ve birçok sualler sorarak memleketimizin sahai inkişafında büyük rol oynayacak olan bu kıymetli demir madeni ile yakından alakadar olmuşlardır.

            Reisicumhur Demirtepe civarındaki işletme sahasında bir müddet yayan gezdikten sonra Cürek istasyonuna avdet etmişler ve orada yapılmakta olan 100 kişilik lokantanın amele evi ve memur evleri, mektep, hastane hakkında malumat almışlardır.

            Milli Şefimiz, saat 15.30 da Sivas’a doğru yollarına devam ederek saat 21 de Sivas’a muvasalat buyurmuşlardır.

Yayla Dergisi 

Vehbi Cem Aşkun tarafından Sivas’ta yayınlanan Yayla dergisi muhabiri Behram Altay’ın 15 Mayıs 1944 tarihli gezi intibaları:

            Cevher Diyarında:

Bende önemli tesir bırakan Divriği demir madenleri işletmesine gitmek iştiyak ve arzusu kalbimi taşıracak kadar heyecan yaratıyor.

            Çetinkaya’dan hareket eden tren süzüle süzüle Cürek istasyonuna doğru koşmaya başladı. Vadinin tam içindeyiz. Etrafımız kara kuru taş yığınları, haşin bir çehre ufuk görünmüyor. Kompartımandan işaretler başladı: İşte şu sağımızdaki vadi yok mu, işletme merkezi onun içinde, Cürek, işletmenin ihraç merkezidir. Bu istasyon günden güne ehemmiyet almakta ve merkezleşmektedir.

            Cürek istasyonundan hareket eden otomobiller, yılankavi yolu beş, on dakika içinde kat eder. Dekovil sağınızda, Erzurum tren güzergâhı solunuzda kalır. Cevher dolu arabaları sırtına alan mini mini lokomotifin körpe sesi bizi selamlar gibi oldu. Artık hayat başlamıştı. Yolun üzerinde otomobil tamir hanesiyle karşılaşırsınız. Dinç ve çalışkan elemanların faaliyetine hayran kalırsınız. Tamir hanenin karşısında yeni yapılacak jandarma karakolunun temel atma merasiminde bizde bulunduk.

            Biraz ilerleyince işletmenin atölyelerini ve garajı görürsünüz. Atölyelerin üst tarafında malzeme ambarları göze çarpar. Marangoz Rıza size izahat verir, Rıza sanatın tekniğinden bahsettiği gibi, felsefeden de söz açar işletmenin filozofu dur. Yolu takiben sol tarafınızda zaruri ihtiyaçlarınız için kooperatif binası, idare kısmının faaliyet merkezinde Müdüriyet, mühendislik, muhasebe bu zarif binanın içindedir. Biraz ilerisinde üç dershanelik okul binası, öğretmen evi vardır.

            Alanın üstünde misafir pansiyonu ve gazino çok muntazam yapılmıştır. Gazinoya giriyoruz ilk defa idare amiri Bay Kadri’nin sevimli ve insan çehresiyle karşılaşırsınız. Bay Kadri muaşeretin bütün inceliklerine vakıftır. Teşrifat kaidelerini birer birer gözlerinizin önünde canlandırır. Gazino aynı zamanda bir misafir kabul salonu görevini de görür. Müessesenin sevimli bir siması olan yüksek mühendis Bay Şeref olgun, daima gülen bir çehresi, iyi konuşur, iyi düşünür, tevazunun en bariz vasıflarını onda bulursunuz. Müüessese müdürü Necid Erkin zeki, olgun, mütevazi bir şahsiyettir. Yavaş fakat çok iyi konuşur. Müdürün sayın eşi, bütün bayanlara örnek olacak seciyededir.

            Büfe ihtiyaca cevap verecek bir vaziyettedir. İşletmenin elemanları burada yemek yerler.

            Pansiyon kısmı konforludur. Birinci sınıf otellerde bulamadığınız hayatı burada bulursunuz. Müdür, mühendis ve eleman evlerinin bahçeleri ihtimamla hazırlanmış olup zarafet ve incelik zevkinizi artırır. Müdür evinin içinde her şey yerli yerindedir, kütüphanesi ve mesai odası ile medeni bir insanın ihtiyacını karşılayacak durumdadır, loş bir salonun intizam ve ahenkle bezenmiş çerçevesi içindesiniz. Temiz bir zevkin eseri olan şömine, kalbinizde inşirah uyandırır.

            İşletmenin ilkokulundan civar köy çocuklarlıda istifade etmektedir. Yemek ve giyim bakımından kendilerine büyük yardımlar yapılmaktadır.

            İşletmenin spor sahası ve yüzme havuzu çok iyi tanzim edilmiş olup beden terbiyesi öğretmeni Gazi Terbiye Enstitüsü spor şubesi mezunudur. Sahada voleybol, basketbol, futbol teşkilatı mevcuttur.

            İşletmenin hastanesi muhteşem bir bina olup hemen hemen bütün ihtiyaca cevap verecek durumdadır. Hastaneden sola doğru süzülürseniz vadinin eteklerinde konforlu işçi evleri ile karşılaşırsınız.

Bu kısmı gördükten sonra, otomobille yeni yapılan yolu takiben A kafasına çıkalım. Burası başka alem, başka diyardır. Yalçın kayanın tam zirvesindesiniz. Karşınıza işçi sarayı çıkar. Bu saray her ihtiyaca cevap verecek bir vaziyettedir. İşletmenin hayat damarı burasıdır.

İşletme hakkında sayın müdür kısa fakat etraflı malumat lütfettiler. Bu malumatı aynen yazıyorum:

 1944 yılında Divriği ve Cürek’ten 610 bin ton istihsal edilmiş,484 bin ton kamyonla  102 bin ton varagelle, 58 bin ton dekoville taşınmış, 539 bin ton kırma yapılmış, 508 bin ton sevk edilmiştir.

            Divriği Demir Madenleri İşletmesi 1938 tarihinde M.T.A. Enstitüsünce gönderilen Maden mütehassıslarından Mösyö Kovenko tarafından keşfedilerek meydana çıkarılmış ve İktisat Vekaletince işletilmesine müsaade edilmiştir.19 Mayıs 1938 tarihinde de Karabük Demir ve Çelik fabrikalarına ilk sevkıyat yapılmıştır. Demir cevheri A,B,C,D kafalarından çıkarılmaktadır. Bu kafalardan yalnız A kafasında makine ile çıkarılmakta ve varagele şoseye oradan da Cürek istasyonuna dekovil yolu üzerinden motorlu cer vasıtasıyla nakledilmektedir.

            C kafası cevher nakliyatı şimdilik kamyonlara Divrik istasyonuna yapılmaktadır.Hali tesiste bulunan havayı hattının ikmalinde kamyon nakliyatı durdurulup mezkur tesisatla yeni istasyona nakliyat yapılacaktır.

            Bu kafalardan en zengini A kafasıdır. Ocakların faaliyeti mevsim itibariyle değişir. Yazın daha fazla kışın bilakis azalır. Günlük faaliyet azami 1000 tondur. Madende çalışan amele ve işçi adedi 800, tesisatta çalışanlarla birlikte 1200 kişiden ibarettir. Bunların iaşe ve ibateleri işletme tarafından temin edilmekte ve azami 250 kuruş yevmiye verilmektedir. Bu suretle memleketimizin bütün ihtiyacını karşılayacak kadar demir cevheri elde edilmektedir. Sevk ettiğimiz demir cevheri % 60.69 nispetinde demiri ihtiva etmektedir.

            Cumhuriyet devrinde bu gibi yeniden keşfedilmiş bütün madenlerimiz, yurdumuzun sanayi ihtiyaçlarını yüzlerce sene temin edecek kadar bol olduğunu müjdelerim. 

Divriği madenlerinde birkaç gün

 Etibank Mecmuası 1945 – Üçyıldız anlatıyor:

Tren seferleri muntazam yapıldığında Cürek’e akşamüstü varılabilir. Fakat ben Çetinkaya istasyonunun 25 metrekarelik daracık büfesinde, tam 123 kişi ile beraber 6 saatten fazla ayakta bekledikten sonra Erzurum trenine binebildim. Cürek’te indiğimde saat yirmi ikiyi çoktan geçmişti. Çetinkaya’da şiddetli bir ayaz ve kar vardı Cürek’te ise çok daha sakin ve üşütmeyen bir hava vardı. Sıkıntılı yolculuktan sonra böyle bir yerde her tarafı pırıl pırıl bir oda ile hazır sıcak bir banyoya kavuşmanın nimetini anlarsınız.

Etibank’ın diğer bütün işletmelerinde olduğu gibi burada da yaşayanların her türlü ihtiyacını karşılayacak imkânları temin etmiş bulunuyor. İdarenin gazinosu, akşamları bütün memurların aileleri ile birlikte toplandıkları, içinin eşyası kadar temiz ve mükemmel bir muhite maliktir. Altta geniş bir oyun ve mütalaa salonu ile yemek salonu ve küçük aperatif barı, üstte de misafirhanesi ile gene bir yemek salonunu ihtiva etmektedir.

Misafirhanenin odasının penceresinden işletmenin atölyeleri. idare binasını, enerji santralini,ilk okul binasını ve diğer binaları görebilirsiniz.

İlkokulda 25 yatılı talebe vardır. Bunlar civar köyler halkındadır ve her şeyleri idare tarafından parasız olarak temin edilir. Bina 110 mevcutlu ve 5 sınıfa göre çifte tedrisat usulü takip ediliyor. Bir başöğretmen üç öğretmen vardır. Binanın büyük dershanesi aynı zamanda sinema salonu olarak kullanılıyor.

Hastane 20 yataklıdır. Dâhiliye ve hariciye uzmanı iki doktor sadece işletmenin değil bütün civarın sağlığıyla meşguldürler. Bu hastane bilhassa sıtma savaşında büyük hizmetler görmüştür. Hastanenin noksan olan tek şeyi röntgendir. Ayrıca diş tabibi, ebelik yapan başhemşire işletmenin olduğu kadar Divriği halkının da ihtiyaçlarına cevap vermekteler.

İşletmede müdürden başka, Amerika da Maden Mühendisliği tahsil etmiş olan Kıraç Eray, Necdet Uran ve Makine Mühendisi Fuat uzel, muhasebeci Derviş Suyunç, İdare Müdürü Kadri Gence ve 20 kadar memurla lüzumu kadar fen memuru, ustabaşılar, sürveyanlar ve mevsimine göre de 1000 kadar amele çalışır.

İşletilmekte olan maden kafalarının sayısı 2 dir. Bunlardan Cürek’e yakın olanına A kafası, Divriği’ye iki km. mesafede olanına da C kafası denir. A kafasından çıkarılan cevherler varagel ile aşağıya, dekovil hattının bulunduğu yere indirilmekte ve oradan Cürek İstasyonuna naklolunmaktadır. İstasyonda konkresörde kırılan ve küçük parçalar haline getirilen cevherleri bir vagona 2,5 dakikada dolduracak tesisat vardır. C kafasındaki cevherler de 2 km. uzunluğundaki bir havai hatla Demirdağ İstasyonundaki silolara nakledilmektedir. Her iki istasyondaki cevherler demiryolu idaresi tarafından ton km.ye 1 kuruş ücretle 900 km. ötedeki Karabük’e taşınıyor.

Müessese her iki kafada çalışan işçiler için lüzumlu bütün tesisleri kurmuştur. Dershaneler, yatakhaneler, yemekhaneler, ders salonları ve okuma yazma öğreten öğretmenleri vardır.

Bütün Karadeniz Havzasından ziraata elverişli olmayan her mıntıkadan Divriği Madenleri müessesesine çalışmaya gelirler.

Divriği Madenleri, Karabük Fabrikalarını işe yaramaz hale gelmekten kurtardığı kadar, muhtelif mıntıkaların halkını da sefaletten kurtarmak husussuda büyük faydalar sağlamıştır. Yalnız gönül isterdi ki bu demir cevherinin yakınında bir de kömür madeni bulunsun.

T.B.M.M. Başkanı Refik Koraltan ve Namık Gedik Divriği’de

Divriği’yi ve bu arada müesseseyi ziyaret etmiş bulunan muhterem hemşerimiz T.B.M.M. Başkanı Refik Koraltan’ın müessesenin şeref defterine yazdıkları şu satırları, işlenen ağır hatanın mahiyetini vazıh bir şekilde ortaya koymaktadır;

“Yeraltı serveti güzel, faydalanmışız. Fakat ne yazık, fen adamları da çalışanlar da, iki dağ arasında çocuklarına ve burada yaşayacak insanlara gönül ferahlığı ile yaşayacak bir neticeyi düşünmemişiz.

Ben ilk görüşte bu intiba ile mütehassıs olarak ayrılıyorum. Bağrından servet fışkıran benim aziz hemşerilerim Divriği’liler de hazineler üstünde sıkıntı çeken muzdarip insanlar durumuna düşürülmüş. Şu anda tek dileğim, hatanın neresinden dönülürse kardır, diyerek burada kurulan mamureyi Divriği’ye nakletmek. İşte o zaman, servet kaynağından durmadan elde edilecek netice en az bir misline yükselir ve yükselmelidir de..

Gönlümün ızdırabını ifade eden bu sözlerim, sadece, şu küçücük mamureyi Divriği’den, viran ve harap hemşerilerimden esirgeyenlere karşıdır.”

                                                                                T.B.M.Meclisi Reisi

                                                                                 Refik KORALTAN                

Dâhiliye Vekili Dr. Namık Gedik 1958 yılında Divriği’yi ziyaretleri esnasında, şehrimiz ve müessese hakkındaki intibalarını, müessesenin şeref defterine dercetmişler ve aşağıda görüleceği veçhile, demir cevherinin kıymetini ve ona sahip olan Divriği’nin parlak istikbalini tebarüz ettirmişlerdir:

            “ Demir ve kömür XX inci asrın medeniyetini yapan iki mühim cevher; aziz vatanımız bunlardan başka birçok yeraltı servetlerine sahip. Çeşitli sebepler ve ihmallerle, uzun yıllar kovuklarda yaşamaya mahkûm edilmiş bulunan fedakâr ve vatanperver milletimizi, artık kendi topraklarından yapılan ve kendi dağlarından çıkarılan çimento ve demirle inşa edilmekte olan işyerlerinde ve yuvalarında barındırmak ve vatanı baştanbaşa yeniden inşa etmek hususundaki azim ve kararımız katidir. Bunda mutlaka Muaffak olacağız. Bu tesis, şimdilik yüz milyon tonu bulan bir rezervin üstüne kurulmuştur. Tevsii ve bu suretle istihsalinin pek yakın bir zamanda bir milyon tonun üstüne çıkarılması kabil olacaktır. Yakın bir istikbal de, mülkü teşkilatımızda memleketimizin her sahada mazhar olduğu büyük kalkınma ve inkişafa mütenazır olarak, vilayet haline getirileceği hususundaki hükümet kararımızı, muhterem Başvekilim Adnan Menderes adına, Divriği’lilere, bu seyahatim münasebetiyle iblağ etmiş bulunuyorum. Hükümetimizin bu kararı, B.M. Meclisimizin tasdik ve tasvibinden geçtikten sonra bu güzel ve memleketimiz için hayırlı tesisin vilayet merkezine doğru inkişafı, Divriği’nin sosyal ve ekonomik çehresini süratle değiştirecektir. Burada çalışan, mühendis, teknisyen ve işçilere daimi muvaffakiyetler dilerim. 15 Eylül 1958

                                                                                                          Dr. Namık GEDİK       

Başbakanlık umumi murakabe heyeti

Etibank Divriği demir madenleri işletmesi müessesesi

1944 yılı umumi murakabe heyeti raporu

Divriği Demir madenleri işletmesi, 1944 yılında çıkardığı cevherden 106.000 tonunu hazırlamış, stoklarıyla birlikte 136.000 tona varan cevherin 107.000 tonunu Karabük’e sevk etmiş, 1945 yılına 29.000 ton stok bırakmıştır.

            İşletme bu yıl tamamlanan havai hattı ve konkasörle cevherin daha ucuza elde edilmesini sağlamıştır.

            Müessese 1944 yılında: işçilerine 288.000 gündelik karşılığı 710.000 lira dağıtmış, ayrıca parasız 252.000 liralık yemek ve 60.000 liralık ekmek vermiştir. Memur ve müstahdemlere 199.000 lira, Devlet hazinesine vergi, harç bedeli olarak 201.000 lira yatırmıştır.

            Müessese 1944 bilânçosunu 2.270 lira zararla kapatmıştır.

            İşletmenin 1944 yılı kar ve zarar hesabını incelediğimizde:

            Gayri safi satış karı: 394.910 lira

            Masraf ve muhtelif giderler toplamı : 397.181 lira dır.

Kar ve zarar hesabının detaylı açıklamaları şunlardan ibarettir:

Ana teşekküle (Eti banka) ödenen faiz 206.943 lira olup bunun 25.944 lirası % 2 faizli, 180.996 lirası % 7.5 faizli ödemelerdir.

Ödenen nisbi resim, kazanç ve damga vergileri: 19.745 lira

Satış komisyonları 33.169 lira

Etibank masraflar hissesi 46.742 lira

Tahlil, numune ve sair satış masrafları 191 lira

İlk tesis amortismanı 2.000 lira

1943 temettü ikramiyesi 9.964 lira

            C plaserindeki heyelan dolayısıyla durdurulan havai hattı ve konkasör inşaatından dolayı ödenen 76.499 lira

            Sair giderler toplamı 1.924 liradır.

            Satış karları demir cevheri ve demir oksit olarak 351.818 lira

            Muhtelif karlar 43.061 lira olmak üzere toplam 394.910 liradır.

            Satılan cevherin maliyet hesabı ise şöyledir:

            1943 yılından devreden cevher stoku 517.990 lira

            1944 yılında istihsal edilen cevher istihsal masrafları ilavesiyle 1.056.793 lira, 1944 yılına devreden stok tutarı 418.038 lira olup satılan cevher maliyeti 1.156.746 liradır.

            Satılan 107.000 ton demir cevheri 14 liradan, 30 ton demir oksit cevheri ise 30 liradan olmak üzere 1.508.594 lira satış hâsılatı elde edilmiştir.

            Kar yekûnu olan 394.910 liradan gider toplamı olan 397.181 lirayı çıkarırsak işletme 1944 yılını 2270 lira zararla kapatmıştır.

            Murakabe heyeti Mart 1945 tarihinde Divriği’de tetkiklerde bulunmuşlardır.

Memur ve müstahdem adedi 1943 yılında 103 kişi, 1944 yılında ise 102 kişidir.

İşletmenin 1943 ve 1944 yılları bilanço değerleri şöyledir:

Bilanço aktifindeki sabit ve dönen kıymetler toplamı 1943 yılında 5.018.000 lira, 1944 yılında ise 7.812.000 liradır.

Bilânço pasifindeki 1943 değerleri ise ödenmiş sermaye 300.000 lira, Eti Bank kredileri 3.287.000 lira, diğer pasifler ise 1.431.000 liradır. 1944 değerleri ise ödenmiş sermaye 1.7000.000 lira, Eti Bank kredileri 4.764.000 lira olup diğer pasif değerler ise 1.3481.000 liradır.

1943 sonunda bütün kıymetlerin % 59.5 ini sabit kıymetler teşkil ederken 1944 de bu nispet % 64.3 e çıkmıştır.

1944 yılında yapılan inşaatın, aynı sene içinde artırılan sermayeden fazla olması nedeniyle sermaye kifayetsizliğinin devam edeceği görülmekte olup, 1944 yılında verilen 206.943 lira faizin 1945 yılında daha da artacağı anlaşılmaktadır. İnşaat faaliyeti mali imkânlar göz önünde tutularak ayarlanmalıdır.

İşletme 1944 yılında çıkardığı cevherin üretim, taşıma, kırma ve yükleme giderleri olarak 590.000 lira teknik masraflar etmesine karşılık tamir, amortisman, satış masrafları, nisbi resim vergisi, umumi masraflar olarak 454.000 lira, faiz gideri olarak 206.000 lira, satış komisyonu olarak ta 33.000 lira olmak üzere 695.000 lira harcamıştır.Toplam masraf yekunu ise 1.285.000 liradır.

İşletme maaşlar, ücretler, harcırahlar, tedavi, pahalılık zammı, nakliye, kantin, pansiyon ve muhtelif masraflar olmak üzere 1943 yılında 194.000 lira, 1944 yılında ise 186.000 lira sarf etmiştir.

İşletmede 1944 yılında C Plaserinde: konkasör, havai hattı, Cürek Sitesinde 2 tane 50 kws lik dizelli elektrik santralı, A Kafasında bir bager ve bir buldozer ilave edilmiştir.

İşletmenin ilkokulunda yatılı ve ücretsiz okutulup atölyede çalıştırılan civar köy çocuklarının ileride atölye işçisi ihtiyacını çok iyi karşılayacağına şüphe yoktur. Daha çabuk netice alma bakımında ilkokulu bitirmiş çocukların çıraklığa alınması daha doğru olur.

1938 de M.T. A tarafından yapılan aramalar sonucu C plaserindeki rezervin yarım milyon ton olduğu bununda Karabük fabrikalarınca 1-2 senede tüketilmesi düşünülmüştü. A kafasındaki 35 milyon ton rezervi Karabük’ün işlemesi için gerekli kükürt tesisi harbin çıkması nedeniyle bitirilememiş olduğundan C plaserinde yapılan ilave aramalar sonucu rezervin çoğalması nedeniyle harp yılları ve onu takip edecek senelerde ihtiyacın C plaserinden karşılanması mecburiyeti hâsıl olmuştur

Cevher yatakları bugünkü duruma göre incelendiğinde Karabük’ün 100-120 bin ton olan ihtiyacını mevcut üretimlerle en az 20 sene temin edecek durumda olduğu görülür.

C plaserindeki inşaatlara 1943 yılında 557.000 lira,1944 yılında 830.000 lira, A kafasındaki inşaatlara 1944 yılında 36.000 lira, Yeni site ( Cürek ) için yapılan harcamalar ise 1943 yılında 419.000 lira, 1944 yılında ise 355.000 lira olmuştur.

Sabit kıymetlerin 5.172.000 lirayı bulan bu müessesede bundan böyle ve bilhassa maliyetlerin pahalı ve malzemenin kıymetli bulunduğu şu zamanlarda inşaatın en gerekli olanların yapılması yerindedir.

1943 yılında A kafasından 13.000 ton, C plaserinden 78.000 ton, 1944 yılında ise A kafasından 62.000 ton, C plaserinden 28.000 ton cevher çıkarılmış olup, 1943 yılında Cürek’ten 39.000 ton, Divriği’den 57.000 ton, 1944 yılında Cürek’ten 62.000 ton, Divriği’den 45.000 ton sevk edilmiştir.

1944 yılında C plaserinden elle yapılan cevher istihsali kamyonla Divriği istasyonuna taşınmış, orada elle kırılarak vagonlara keza elle yükletilmiştir. A kafasında istihsal ise kısmen tazyikli hava çekiçleriyle açılan deliklerde lağım atılarak yapılmış ve cevher, küçük dekovil vagonlarına elle yüklenerek muhtelif varagelelerle dekovil yoluna indirilmiş, buradan dekoville Cüreğe taşınarak konkasörle kırılmış ve vagonlara elle yükletilmiştir. Devam eden tesislerin 1945 yılında tamamlanması halinde istihsalin işletme maliyeti 1944’e nazaran yarı yarıya düşecektir üretimin artacağı müessese lehinedir.1945 yılında cevher sevkiyatı Divriği istasyonu yerine yükleme ve depolama tesisleri tamamlanan Demirdağ istasyonundan yapılacaktır.

Ortalama işçi gündelikleri 1940 yılında 107 kr, 1941 yılında 123 kr, 1942 yılında 157 kr, 1943 yılında 194 kr, 1944 yılında 236 kuruştur. Buna parasız verilen 105,71 kuruşluk üç öğün yemek ve 600 gramlık ekmek de ilave edilirse 1944 yılı işçi gündeliği ortalama 341,71 kuruşa çıkmaktadır.

İşletme 1944 yılında en çok işletme malzemesi olarak dinamit, kazma kürek, balyoz tokmak çekiç, benzin ve mazot, gıda malzemesi olarak un, yağ, bulgur, patates ve et kullanmıştır.

İşletmenin yemekhanelerinde 1943 yılında 345.000, 1944 yılında ise 295.000 işçi parasız yemek yemiştir. İşletme yatakhanelerinde 1944 yılında yatan işçi miktarı 207.000 kişidir.1943 yılında 4.700 kişi, 1944 yılında 3.600 kişi hastanede tedavi edilmiş olup Divriği kazası ve civar köyler halkının işletme mensuplarından farksız olarak hastaneden istifade ettikleri müşahede edilmiştir. Sıtmanın en çok tesirini gösterdiği Ağustos ve Eylül aylarında hastanede kinin ve kinin yerini tutan ilaçların eksikliği tespit edilmiştir.

 

İşletmenin Cürek sitesinde 5 sınıflı bir ilkokul mevcuttur. Öğrencilerin 29 u kız ve 58 i erkek olmak üzere yekûn 87 öğrencidir. Erkek öğrencilerin 15 i yatılıdır. Bunların her türlü ihtiyaçları işletmece karşılanmaktadır.

Divriği Demir Madenleri işletmesi 1944 yılı bilânçosunu ve eklerini, Eti Bank Umum Müdürlüğüne 28.2.1945 tarih ve 518 sayılı yazı ile göndermiş olup bilanço tetkikinde:

Sermayenin 21.11.1944 tarihinde 4.200.000 liraya çıkarılmış olup 2.500.000 liralık kısmı ödenmemiş sermaye olarak devretmiştir.

Eti Bank nezdinde ki ihtiyatlar olan 45.406 liranın, 1942 yılı safi karın % 10 nunu teşkil eden miktardır.

Sabit kıymetlerin 1.312.000 lirası Ankara Anonim Türk Sigorta şirketine sigortalıdır.

Patlayıcı maddeler resmi karşılığı olarak ayrılan 8.930 lira, 1938 ve 1939 yıllarında Müessesenin istihlak ettiği patlayıcı maddeler için Divriği belediyesince istenilen resme mukabil Yargıtay kararına intizaren ayrılmış bir karşılıktır.

Eti Bank nezdindeki hesapların bakiyeleri şöyledir:

550.000 lira Merkez A hesabı % 2 faizli

610.000 lira Merkez A.1 hesabı % 2 faizli

3.517.351 lira Merkez B hesabı % 7.5 faizli

87.577 lira Merkez S hesabı % 7,5 faizli olup,  S hesabı işletmece sipariş edilen malzemeler için ödenen avanslar bakiyesidir. Ayrıca Eti Bank deruhte ettiği siparişler için kendi lehine bir komisyon tahakkuk ettirmektedir.

Tonu 20.37 liradan planlanan satış maliyeti 14.02 lira olarak tahakkuk etmiş ve 23.42 liraya satılması düşünülen cevher 14 liradan satılmakla tonda 2.11 kuruş zarar edilmiştir.

Yapılan tesisler sayesinde C plaserinden çıkarılacak cevherin bugünkü maliyeti 507,33 kuruş yerine 423,66 kuruşa mal edileceğini tahmin etmekteyiz. 

Kaynaklar:

*Necdet Sakaoğlu-Divriği Demir Madenleri Müessesesi ve Cürek yerleşkesi

*Çekül Vakfı-Sivas-Divriği koruma raporları

*Europa Nostra dergisi 2006 yılı sayısı

*Çekül Vakfı-Mozaik dergisi-Necdet Sakaoğlu-Cumhuriyetin örnek maden sitesi-Cürek

*Muhtelif gazete ve dergiler

*T.B.M.M. komisyon raporları

*Divriği Kültür Cemiyeti-Yeşil Divriği ve davamız

Divriği demir cevheri tarihinden

*Paris’te 1913 yılında yayınlanan İslam Ansiklopedisi Divriği maddesinde “Dağlarda demir cevheri ve mıknatıs taşı bol miktarda bulunmaktadır” denilmektedir.

*Timur Erzincan’da bulunduğu sırada Divriği’den atlarına nal, askerlerine kılıç yaptırdığı anlatılmaktadır.

*Divriği Tahrir defterinde Ziniski bölgesinde demirci köyünün varlığından bahsedilmektedir.

*Kâtip Çelebinin Cihannüma adlı eserinde Divriği çevresinde demir yataklarından bahsetmektedir.

*1830 yılında gezgin William Ainsworth, Ziniski köyünde demir üretildiğinden bahsetmektedir.

İlkçağ’dan beri yararlanıldığını gösteren tarih verileriyle yer yer rastlanan cüruf kalıntıları, zenginleştirme işlemine tabi tutulmadan kaliteli cevherlerin Divriği ve köylerindeki ilkel ocaklarda eritilip nal, mıh, yapı elemanları, kılıç, bıçak v.b üretildiğini göstermekledir.