Divriği Camileri

Divriği ilçe merkezi ve köylerinde Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan ve günümüze ulaşabilen 20 adet cami ve mescit tespit edilmiştir; çeşitli sebeplerle yıkılarak günümüze ulaşamayan 35 adet cami bulunmaktadır.

Resim-1: Taş Cami

Bu camiler ve mescitler; merkezi planlı, ahşap kirişleme tavanlı ve tek mekanlı camiler olarak üç ana plan tipinde gruplandırılmıştır. Ahşap kirişleme tavanlı camiler de ilk önce, mihraba dik sahınlı ve mihraba paralel sahınlı olarak iki aba gruba ayrılmış, daha sonra da bu grupların alt grupları oluşturulmuştur.

Camilerin dış duvarlarının sıvalı olmasından dolayı kullanılan malzemeler tam olarak tespit edilememiştir.  Divriği camilerinden Hacı Osman Mescidi, Cedit Paşa ve Akpelit Köyü Camilerinde tamamen kesme taş, Tuğut Köyü Cami’sinde ise köyde çıkan özel bir taş kullanılmıştır. Gökçe Ve Ab-ı çimen Cami’lerinin beden duvarlarında,Süleymanağa, Ab-ı Çimen Cami’lerinin ahşap minarelerinin kaidelerinde ve Turabali Mesciti’nin köşk minaresinde kısmen kaba yonu ve kesme taş malzemeye ver verilmiştir. Yukarıda adları verilen camilerin haricindeki diğer camilerin temellerinde taş, beden duvarlarında kerpiç kullanılmıştır. Ahşap direkli 16 adet caminin taşıyıcı direklerinde ve üst örtülerinde 5 adet minarenin gövde, şerefe ve peteklerinde, 13 adet minberde 15 adet mahfilde tamamen ahşap malzeme kullanılmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere, ahşabın olmadığı bir bölgede yaygın olarak ahşap malzemenin kullanılmış olması ilginçtir.

Resim-2:Celdek Cami

Hacı Osman Mescidi’ nin hariminin üzerinde iki adet takviye kemerle desteklenen beşik tonoz, Cedit Paşa Cami’sinin merkezinde kubbe ana akslarında beşik tonoz, köşelerinde kalan boşluklarda çapraz tonoz son cemaat mahalli üst örtüsünde beşik tonoz kullanılmıştır. Akpelit köyü, Hatipoğlu ve Kantepe Camilerinin üzerleri son yapılan onarımlarda betonla yenilenmiştir. Yukarıda adları verilen beş caminin dışında kalan camilerin tamamının üzeri ahşap direklerin taşıdığı ahşap kirişleme tavanla örtülüdür.

Bütün camiler beden duvarlarının alt ve üst bölümlerine açılan dikdörtgen ya da mazgal pencerelerle aydınlatılmıştır. Yine bazı pencerelerin alt ve yanları şevli olarak yapılmıştır. Diğer camilerden farklı olarak Ceditpaşa Camisinin kubbe kasnağına sekiz adet yuvarlak kemerli pencere açılmıştır.

Divriği ilçe merkezi ve köylerinde araştırılan camilerden 13 adedinde son cemaat mahalli bulunmaktadır.

Süleymanağa Camiisindeki gibi.

Divriği camilerinde taş,alçı,ahşap, ve kalem işi olmak üzere dört farklı malzemenin değerlendirildiği süslemeler görülmektedir. Cedit Paşa da farklı malzemenin değerlendirildiği süslemeler görülmektedir. Cedit Paşa Camisi dışındaki eserlerde yer alan taş süslemeler dikkati çekecek bir yekün oluşturmazken adı geçen camide Ulu Cami’deki bezemelerin bir kısmının kötü taklidi ile karşılaşılmaktadır.

Tamamı kalıplama tekniğiyle yapılan alçı süslemede baskın olarak yivlendirilmiş kenger yapraklarından oluşan bitkisel süslemenin yanında bir iki örnekte ay-yıldız ve kozalak motiflerinin de uygulandığı görülür.

Minber ve vaaz kürsüsü gibi ögelerde karşılaştığımız kalem işi süslemeler, vazo içerisine yerleştirilmiş çiçek demetlerinin yanı sıra sülüs hatla yazılmış Kuran_ı Kerim ‘den ayet ve hadisleri içermektedir.

Ahşap bezeme yapılarının tavanlarında çakma olarak kasetleme tarzında yapılmış geometrik ve bitkisel süslemelerle birlikte minber gibi unsurlarda kabartma bitkisel desenleri ve kafes oyma şebekelerden oluşmaktadır. Ahşap tavanlı camiler, özellikle tavan biçimlenişleri ve tavan bezemeleriyle dikkat çekicidirler.

Resim-3:Turabali Mescidi

Cedit Paşa Camisi’ nde,Ulu Camisi’ndeki işçilik inceliğinden çok uzak ve kötü bir taklitle karşılaşılmasına rağmen diğer eserlerde Ulu Camisi’ nin tamamen görmezlikten gelindiği şaşırtıcı bir sonuçtur. Bu sonuçta eserlerin banilerinin Ahmet Şah’ın ulaştığı güç ve kudretin çok aşağısında olmalarının yanı sıra bezemeyi işleyen sanatkarların olmayışı da önemli etken olsa gerekir.

İncelemiş olduğum camilerden 11 adedinde yer alan toplam 14 adet kitabeden, üç adedi mermer diğerleri ise kesme taş üzerine yazılmıştır.Camilerden 10 adedi üzerinde kitabe yoktur. Camilerin tamamındaki kitabeler, sülüs ya da  sülüs hattın çeşitleri kullanılarak yazılmıştır. Bu kitabelerden 11 adedinde bani isimleri belirtilmiştir. Sadece, Gökçe ve Ahmet Paşa Camilerinde kitabeyi yazan hattatın adı yazılıdır. Hiçbir kitabede usta ve mimar adı belirtilmemiştir.

Resim-5: Kale Camii

Divriği de taş malzeme kullanılarak yapılan birkaç camii dışında diğer örneklerde ağırlıklı olarak ahşap malzemenin kullanıldığı görülmektedir. Anadolu da ahşap direkli cami yapma geleneği XIII. Yüzyılda başlayıp  XX. yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir.

Ceditpaşa Camisi dışında Divriği’de günümüze ulaşan Osmanlı Camileri şehir eşrafı tarafından inşa ettirilmiştir. Özellikle XVIII-XIX yüzyıllarda Anadolu’nun pek çok şehrinde ahşap kirişleme tavanlı camilerin yoğun olarak inşa edilmiş olmalarının sebebi; bu tip camilerin inşaatlarının daha kolay ve inşaat maliyetlerinin daha düşük olması, daha da önemlisi devlet desteğinden yoksun olarak inşa edilmiş olmalarıyla açıklanabilir. Bu nedenle de; bu tip camiler oldukça mütevazi ölçülerde yapılarak sanatsal yönleri arka planda kalmış, fonksiyonları daha ön planda tutulmuştur.

Yukarıda belirtilen bütün imkânsızlıklara rağmen, Divriği’ deki ustaların kendi özel yetenekleri ile yarattığı bu camiler; yapıldığı dönem ve bulunduğu coğrafya içerisinde şaşırtıcı özellikleri ile de dikkat çekicidir.

Not: Dr. Mustafa DENKTAŞ, Divriği’deki Osmanlı Camileri, 1.Baskı, 2005